biriyle/bir şeyle ilgili - Turkish English Dictionary

biriyle/bir şeyle ilgili

Meanings of "biriyle/bir şeyle ilgili" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili in regard to somebody/something expr.
biriyle/bir şeyle ilgili with regard to somebody/something expr.

Meanings of "biriyle/bir şeyle ilgili" with other terms in English Turkish Dictionary : 190 result(s)

Turkish English
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek worry about (someone or something) v.
They say that girls spend more time worrying about how they look than boys do.
Onlar kızların nasıl göründükleri ile ilgili endişelenerek erkeklerden daha çok zaman harcadıklarını söylüyorlar.

More Sentences
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak with reference to (someone or something) expr.
With reference to the issue of unemployment, I would refer to the ELDR Group's Amendment No 4.
İşsizlik konusuyla ilgili olarak AİKB Grubunun 4 No.lu Değişikliğine atıfta bulunuyorum.

More Sentences
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek go into raptures (about/over somebody/something) v.
The rapporteur goes into raptures about bringing the benefits of competition into the sector concerned.
Raportör, ilgili sektöre rekabetin faydalarını getirme konusunda kendinden geçmektedir.

More Sentences
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok endişelenmek be worried sick (about someone or something) v.
Tom has been worried sick.
Tom çok endişeli.

More Sentences
Phrasals
biriyle/bir şeyle ilgili bir sıkıntısı olmak have something against someone or something v.
biriyle/bir şeyle ilgili mutsuzluğu devam etmek hold something against someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili ne düşündüğünü söylemek express (oneself) to (someone) on (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle yakından ilgili wired into someone or something v.
birine biriyle/bir şeyle ilgili yardımcı olmak assist someone with someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili canını sıkmak bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zahmete girmek bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sinirini bozmak bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat bırakmamak bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili daraltmak bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat vermemek bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili başını ağrıtmak bother about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check in on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check up on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak clamp down (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili yakınmak complain about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak concern (oneself) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorumluluk duymak concern (oneself) over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak concerned about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak concerned about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak concerned about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer on (someone or something) with (one) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer with (one) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer with (one) on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birinin) görüşünü almak confer with (one) on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine başvurmak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüşmek consult (with) someone (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birinden akıl almak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüş alışverişinde bulunmak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine akıl sormak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) söylenmek drone on (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hararetli bir tartışmaya girmek expostulate about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hararetli bir tartışmaya girmek expostulate on (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle ilgili bir şeyi/işlemi yapıp bitirmek finish someone or something up v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak fret about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili içi içini yemek fret about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek fret about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak fret over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili içi içini yemek fret over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek fret over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şaka/espri yapmak jest about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şaka/espri yapmak jest at (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmeyi bırakmak lay off (someone/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek moan about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sızlanmak moan about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili mızmızlanmak moan about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili homurdanmak murmur against (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek murmur against (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili mırıldanmak mutter about (someone or something) v.
(biriyle bir şeyle) ilgili/alakalı olmak pertain to (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili rapor/hesap/bilgi vermek report on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek say (something) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili surat asmak sulk about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili trip atmak sulk about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili surat asmak sulk over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili trip atmak sulk over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşmak/dedikodu yapmak/tartışmak talk of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşma/dedikodu/spekülasyon/tartışma talk of (someone or something) v.
(birini biriyle/bir şeyle) ilgili tiye/alaya almak tease (one) about (someone or something) v.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili zahmet vermek trouble (someone) about (someone or something) v.
(birini biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek trouble (someone) about (someone or something) v.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsızlık vermek trouble (someone) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili uyarmak warn about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek worry about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek worry over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek worry over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili yazmak write about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir mektup, e-posta göndermek write about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ile ilgili yazı yazmak write of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili küplere binmiş mad about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sinirden çılgına dönmüş mad about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kızgın mad about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hop oturup hop kalkan mad about (someone or something) adj.
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili olarak as regards somebody/something expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in reference to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in regard to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in respect of (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak in respect to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak with regard to (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak with respect to (someone or something) expr.
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun/sıkıntı the trouble with (someone or something) n.
biriyle/bir şeyle ilgili olmak be/have to do with somebody/something v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak be the matter (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir şeyler ters gitmek be up (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir sorun olmak be up (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bilgi almak get word (from someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler yolunda olmak/gitmek go well with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler güzel gitmek go well with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler olumlu/düzgün ilerlemek go well with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili artık güçlü duygular hissetmeyen over (someone or something) adj.
biriyle/bir şeyle ilgili problemlerini çözmüş beyond someone or something adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hayal kırıklığına uğramış disgusted at (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hayal kırıklığına uğramış disgusted with (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak talking of (someone or something) expr.
biriyle/bir şeyle ilgili olarak talking of somebody/something [uk] expr.
biriyle/bir şeyle ilgili çok rahat at home with someone or something expr.
biriyle/bir şeyle ilgili bilgili at home with someone or something expr.
(biriyle/bir şeyle ilgili) olay şu here's the thing (about someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili değil nothing to do with (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun ne? what gives with (someone or something)? expr.
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) istediği gibi davranabilme/istediğini yapabilme özgürlüğü free hand (with someone or something) n.
(biriyle/bir şeyle) ilgili istediği gibi at oynatma free hand (with someone or something) n.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap a mine of information (on somebody/something) n.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni a mine of information (on somebody/something) n.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap a mine of information (about somebody/something) n.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni a mine of information (about somebody/something) n.
(biriyle/bir şeyle) ilgili pek bilgisi olmama a nodding acquaintance with (someone or something) n.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok az bilgisi olma a nodding acquaintance with (someone or something) n.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak be in raptures (about/over somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek be in raptures (about/over somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak go into raptures (about/over somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) meraktan ölmek be worried sick (about someone or something) v.
birinin aklına (biriyle/bir şeyle ilgili) bir şey/fikir sokmak put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) bir fikir vermek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) yol göstermek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) teşvik etmek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) dürtmek put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
biriyle/bir şeyle ilgili canını sıkmak bother one's (pretty little) head about someone or something v.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) güncellemek bring someone up-to-date (on someone or something) v.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubt (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek cast doubt (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubt (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubts (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek cast doubts (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubts (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubt on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek cast doubt on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubt on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek come to blows (over someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek come to blows (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek get bent out of shape (over something) [us] v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek get bent out of shape (about something) [us] v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) panik/telaş yapmak get (oneself) into a stew (over someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) a jump on (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the jump on (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an advantage over (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the advantage over (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an edge on (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the edge on (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an edge over (someone or something) v.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the edge over (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) aşırıya kaçmak go overboard (for somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) aşırıya kaçmak go overboard (about somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şikayeti olmak have a beef with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak have a hard time with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili sıkıntı çekmek have a hard time with (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle ilgili planları olmak have designs on someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir şey diyememek have no words for (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili taviz vermemek hold the line at (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili uykuları kaçmak lose sleep about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok endişe duymamak lose sleep about (someone or something) v.
biriyle/bir şeyle ilgili girişimde bulunmak make a pitch for somebody/something v.
biriyle/bir şeyle ilgili çaba sarf etmek make a pitch for somebody/something v.
biriyle/bir şeyle ilgili girişimde bulunmak make a pitch to somebody [us] v.
biriyle/bir şeyle ilgili çaba sarf etmek make a pitch to somebody [us] v.
biriyle/bir şeyle ilgili ortalığı ayağa kaldırmak make a stink about someone/something v.
biriyle/bir şeyle ilgili hır çıkarmak make a stink about someone/something v.
biriyle/bir şeyle ilgili sorun yaratmak make a stink about someone/something v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) hır çıkarmak raise a stink (about someone/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) sorun yaratmak raise a stink (about someone/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) ortalığı ayağa kaldırmak raise a stink (about someone/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olmak take an interest in (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili isteksiz half-hearted about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili gönülsüz half-hearted about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kuralcı death on (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli keen about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli keen on (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) çok ilgili keen on (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili hemfikir of a single mind about (someone or something) adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili paçaları tutuşmuş in a stew about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili telaş yapmış in a stew about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişeli in a stew about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili tüm gelişmelerden haberdar on top of (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili son/bütün gelişmeleri takipte on top of (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kararsız up in the air about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili muallakta up in the air about (someone or something) expr.